PAF'tan alınan bir genç.Özgür Çek, 3 Ocak 1991 yılında Tokat Erbaa'da dünyaya geldi. 8 yaşında altyapımızda futbola başladı. Daha sonra 2002'de Harb-iş, 2004'de Pendikspor'da oynadıktan sonra 2006 yılında tekrar Fenerbahçe'ye geldi. U 17 ve U 19 Milli takımlarında tam 46 kez görev aldı. 
Derler ya 1-0 yenik başlarsın diye, oyle başladık dün gece. Saniye 11 haşırt. Ne olduğunu anlamadan 1-0 oldu. Gerisi malum uzun uzun yazmıcam. Yusuflarla izlenen bi maç, heyecandan koskoca sandalyenin ucuna oturarak izlenen maç, kırılan tabağın bardağın haddi hesabı olmayan bi maç. Ve Sabri'nin futbol hayatı boyunca tek olumlu hareketini yaptığı maç. Sahada oynanan oyunla zaten tur bizim hakkımızdı kim ne derse desin. Umutlar yine devam ediyor. Beyaz forma, TRT, Kadıköy, Hadi Popescu
12/04/2005 yer San Siro diğerlerine göre Guiseppe Meazza. Şampiyonlar ligi çeyrek final rövanş maçı. İlk maçı Milan 2-0 alır. Rövanşta Shevchenko 1-0 yapar, Cambiasso 70'de 1-1 yapar ama hakem golü faul diye iptal eder saymaz. Sonrasımı birisi Dida'nın omzuna isabet eden ve devam eden meşale yağmuru. Hakem Markus Merk maçı tatil eder. Ortayada Milano rekabetinin bana göre en güzel resmi çıkar.
Bu filmi gecenin bir yarısı tek başınıza, kulaklıkla ve yanınızda kocaman bir ayna ile izleyin benden tavsiye. Anca bu şekilde filmden zevk alabilirsiniz. Ben filmde arada aynaya baktım sadece film deyip geçtim ama tüylerim ürperdi ne yalan söyleyim. Filmde aynaların gerçek dışı görünteleride gösterebildiği konu alınmış. İlk başta saçma gelebilir ama izleyin görün derim.
Milano derbisi ve elle atılmış bir gol. Ortağıma sorsan ben paramı alayım kim ne yaparsa yapsın der. Hayatta düşünmezdim avrupadan bi maç izlemek için kahve kahve dolaşmak. Dün akşam oldu, yerimizi bulduk. Kahveye girdiğimiz anda kahvenin yaş ortalamasında ciddi bir düşüş yaşandı zaten. Sahada A kalite top oynuyan 2 takım vardı. Kaka'nın eksikliği bellidi zaten. İbra, İbralığını yaptı. Adriano reloaded yapar dedim ellede olsa yaptı. Kaleciler harikadı dün akşam. Heleki SuperPippo. Ofsayt nerede o orada mübarek. Ofsayt golü sayılmış olsa derbideki mükemmel gollerin üst basamaklarına tırmanırdı yazık oldu, bi adım daha geriden çıksana be Pippo. Son 15 dakika maç maç oldu zaten, devleşen bi Julio Cesar ve Milanlılar. Rossonieri bu malubiyetle artık şampiyonluk için tamam demiş oldu bi nevi. Il Capitano Maldini'n son derbisiydi dün akşam. Defansta tek başına durdu Kaladzenin yerinede hemde. Kaladze hiç yoktuki zaten. San Siro style kamera açısına hayran kaldım zaten. Pirlo'yla beraber frikik kullanma şansı veriyor insana, Bi ara Pirlo salda ben vurayım be diyesim geldi, duymadı. Bu akşamada aynı kahvede Karşıyaka-Kasımpaşa var. Dedeler acaip kollektif maç izliyorlar zaten.
Baya oldu buraya futbol yazmayalı. Bugün maçı izlemedim bilerek. Hafta içinden itibaren yok verilen cezalardı, yok Galatasaray Antalyada hiç yenimemişti falan filan. Sıvazladılar çocuğun sırtını çıkartılar gazı sağolsunlar. Golden sonra Şifonun kendiden geçmeli sevinci beni şaşırttı açıkcası, sen Beşiktaşa habire yenil bize gelince galip gel. Sonuçmu 1-0 Antalya galibiyedi. Millete indirenler bize kaldırmaya devam ediyor.
2007-2008 Deloitte Futbol Para Ligi
1 Real Madrid 365,8 Euro
2 Manchester United 324,8 "
3 FC Barcelona 308,8 "
4 Bayern Münih 295,3 "
5 Chelsea 268,9 "
6 Arsenal 264,4 "
7 Liverpool 210,9 "
8 AC Milan 209,5 "
9 AS Roma 175,4 "
10 Inter 172,9 "
11 Juventus 167,5 "
12 Olimpik Lyon 155,7 "
13 Schalke 04 148,4 "
14 Tottenham Hotspur 145,0 "
15 Hamburg SV 127,9 "
16 Olimpik Marsilya 126,8 "
17 Newcastle United 125,6 "
18 VfB Stuttgart 111,5 "
19 FENERBAHÇE 111,3 "
20 Manchester City 104,0 "
Relaxxx rahatlamak için birebir ama kafa kıyakken hüzünledirebilir melodik olarak
Saat 3buçuk civarı telefon geldi, " açık tribün - kapalı tribün bileti kalmamış sadece kale arkası var oda bitmek üzere". Hayda oldumu şimdi, sen 1 aydır bekle şimdide bilet bitmek üzere onu öğren. Güne sabah sabah köle isaurayı izleyerek başlarsan olcağı bu. Hava kötü, eve gidip montu atkıyı alcam ama biletler az. Doğru dolmuşa eve yok. Üstümde ince ceket, ayakta converseler, gökyüzü "hava karabulutlu yine yağmur yağacak" şarkısına hafiften başlamak üzereydi. Dolmuştu, metrodu, bilet için hızlı yürürken yine çarpıntı girmesiydi derken bitmek üzere olan biletlerden alabildik. Bi duruldum o andan sonra yine başlamıştı çarpıntı olmaya. Neyse saat 17,15 gibi elimizde biletler, hava kararmak üzere ve maça 3saat 15 dakika var. İzmirli olduğumuzdan pek maça giden bi ekip değiliz bana kalsa herhafta KSK maçına giderimde gelcek adam sorun. Kale arkasındaki en iyi yerlerden birine geçtik sayılır. Habire arkadaki skorborda bakar olduk ne kadar var ne kadar kaldı saat kaç falan filan. Bide yağmur başlamazmı, millette şemşiye, üstlerine giydikleri çöp torbaları, biz dımdızlak donuyom ya. Sahaya kim çıksa yağmur hızlanıyodu. Dansçılar çıkıyo hızlanıyo, bando çıkıyo hızlanıyo, cell-o can çıkıo hızlanıyo millet içeri gidiyo yağmur yok meydanda. Hele o cell-o cana ne ayar oldum ya o paçalar ne ole ya en espanola tarzı. Maç başlar oldu artık yağmurda indiriyo o arada Gökhanda golü koyunca aaa yerim yağmurunu be kalktık ayağa artık. İlk 45 dakikada iyi oynayan bi milli takım vardı sahada, Fildişi genelde pas yapmaya çalışır bi görüntüsü vardı. Bi ara Drogba yerde kaldı telefona msj geldi " Drogba yalan oldu Servet parçaladı ayakkabıyı" oha ohaa ama servettir yapar dua etsin bacağı vermedi eline. Faullerdi kartlardı derken Cem hakemin retinası bile küfretmeyi başarmıştı.
Yağmurdan sıçanlaşmış bi halde ayaklarım buz gibi olmuş mayışmış bi haldedim. 90+2 Drogbaaa. Koydu çocuğu orda, arka direket bomboş kaldı ve goool. 5 tlye 2 gol biride maça gelme sebebim Drogba'dan. ve hakem son düdüğü çalıyor. Yürü lan metroya. Metro zıngazık dolu. sadece turnikeden geçmek için 20 dakika bekledik. Sıkış tepiş bi vaziyet, altalta üstüste, akraba olma vaziyetleri, bizim gibi tek kentkardı topluca kullanacakların birbirinden ayrılmadığı ve en sonunda bekleme vaziyetinden doğan "burası türkiye israil değil sloganı" alla alla israil metrosu bolemi yoksa :D. Dolmuş bekleme safhasında geçen dolu geçio bekle allah bekleki gelesinde binelim. Denk geldide bindik artık. Sanki kendimi hapishaneden yeni çıkmış gibi hissettim o şarkılar ne ole ya. Ve gider ayak günün bombasını parlak patlattı. Aynen şöyle yorumda yapmıcam;
20,30u bekliyorum artık, bakalım umduğumdan daha zevkli bi maç olsun istiyorum, para verdiğime deysin değil Drogba'yı izlemek istiyom. Ee şimdi Drogba gol atarsa ben lisedeki gibi Didyeeee Drogbaaaa diye bağırmak istiyorum ama. Olmadı çıkarız açığın en üstüne meşalenin altında yaparız tamtam dansımızı. Tamtamlar çalmaya başladı, gelcek olana maç 20,30da Atatürk'te, gelemeyene maç yine 20,30da bu sefer TRT1 de. Hadi bakalım Drogba uzat bakalım Kordon'un bi ucundan diğer ucuna, yetiştirebilcenmi erkekliğini görelim.
7 numara klasik sağ açık oynayan sıradan futbolcu numarası. Ama o 7 numara hiç kimseye yakışmadığı gibi mavi gözlüye yakışıyordu o kırmızı formasıyla, George Best. Ne Ronaldo soytarısı, nede artist Beckham hepsi 7 giydi ManU'da ama Best gibi olamıcaklar. Boşuna dememişler Maradona good, Pele better, George BEST diye. İçkiydi, karıdı kızdı, hayattan olduğun fazla zevk almaktı onu bitiren. Kendini mahvetmek en büyük sanatsa, aynı zamanda büyük bir sanatçıydı George Best. O zaten dünyanın en iyisiydi soyadı gibi geldi ve gitti. İlk formam 7 numaradı benimde. Okan hastası sanarlardı 7 olduğundan kim bilirdiki tvde eski maçları 2 yada 3 kez denk gelen o adama hayranlığımdan 7 numarayı aldığımı. Postu Best'in en sevdiğim sözüyle bitiriyorum.
Golü 90a takıcaktık 4kollunun içinde belkide ama sanmıyorum, abartma Memo be sende. Geçen seneden beridir hayalim o yeşil ahiret turizm kamyonetinle fotoğraf çekilmek nasip olmadı olcakmıdı yoksa. Okul kapandıktan sonradır başlamıştı arada bir gelip kendini gösteren "unutma lan sende gideceksin zamanı gelince hazırlıklı ol" şeklindeki tehditvari çarpıntılar. Heleki o 1buçuk ay önce kapının eşiğinde akbank reklamlarındaki gibi güpgüp edişi hala aklımda. Hissettirmeden devam ediodu arada bir "cee" deyip kaçar olmuştu Mrs çarpıntı. Pazar akşamı yanına kankisi Mr batar'ıda alıp geldiler. Belirli aralıklarla bak burdayız biz der gibi heleki o batar girmesi dövme makinası gibi ard arda.( nerdenmi biliyorum :)) Ertesi günde tam sürat devam etti. Her seferinde gelir geçer deyip boşveriyordum. Pes ettim bu sefer oda pes etti, pes etmiştik çünkü bazı şeylerden olduğundan fazla erken hazırlıksız yakalandığımız için belkide. Sonuçmu;
İspanya yolcusu kalmasın !!!! Dede seni ben uğurlamaya gelicem...
Türk'üm ve Türk kalacağım. Sözler yukardakine ait. Sen Türk'lüğün semtine uğrama bence. Sadece adın Türk ismi okadar gerisi değil.
Klasik cumartesi piizi yer belli yurt belli, yıkamanın deposu. Favori Olmeca plase belli deil. Dibini zor görürsünüz diyo herkez gülüp geçiyoruz gene, biz nelerini gördük senmi devircen bizi ip*e, bizde bu neşe, bu kahkaha olduktan sonra kralı gelsin farketmez. Herkezi bekliyoruz. Bardağını, limonunu tuzunu kapan gelsin. yerimiz dar ama sığarız. Yeterki gelin gülün
Sezon başından beridir nike'nin verdiği dandik formaardan kurtulan trabzonspor sonunda adam gibi bordo-mavi parçalı formala çıktı sahaya. Haftanın açılış maçını Trabzonspor Ankaragücünü Umut'un 90da attığı golle mağlup etti. Daha maç başlar başlamaz atak geliştiren trabzon 30 saniye içinde 2 net fırsattan yararlanamadı ki topun birinide defans çizgiden çıkardı. 15. dakkada Yattaranın yerden açtığı berbat ortaya defans yanlış müdahele edince topu önünde bulan Tayfun yakın mesafeden topu tavana takmış oldu. 76. dakikada Barbaros tam topa vurcakken ayağına kayan Selçuğa topun çarpıp istemeden attığı aşırtma golle skoru 1-1e getirdi. golden 2 dakika sonra maçın en sexi pozisyonu yaşandı. Geçen hafta ballı kaymaklı gol atan Gökhan Ünalın sert şutu üst direkte patladı. Pozisyondan sonra Gökhan'ın direğe isyanım sana değil seni buraya koyana cinsten üzüntüsü direkten dönen topun daha güzel olmasına neden oldu. 90. dakika cilvesi yaşandı trabzonda. Selçuk'un sağdan ortası Umutun kafası çaaat 2-1. Bu skorlada bitti.90. atılan goller güzeldir heleki galibiyet golleri. Atanın normalden daha fasla çıldırırcasına sevinmesi, yiyeninde göt gibi kalması durumu. Bkz. 07-08 Fortis tk. çeyrek final rövanş maçı Galatasaray 2 - 1 fenerbahçe dk.90 Ümit Karan
.jpg)
.jpg)
Uzun istekler sonunda biladere Kocaeliden zorla getirttiğim atkılar. Rengi güzel nede olsa içinde yeşil var O'na yakıştığı gibi Kocaeliyede yakışıyor. Ligden düşmelerini bu yıl hiç istemem, düşmesinlerde Hacettepe, İstanbul BB dururken. Atkıdaki slogan gayet güzel. "Ömrümüzün yettiği yere kadar kalsada son nefes inadına körfez". Aslında tribüncü olmak taraftar olmaktan daha güzel bişi gibi gelio bana renklere körü körüne bağlanmak gibi, o renkler için adam dövmek gibi.
Seni tekrar görmeliyim, neden biliyor musun? İnan ben bilmiyorum, belki de gülüşünü özledim, yada gözlerinin acıtan bakışını yada o ellerini, belki de beni özledim, sende anlam kazanan, ve dudaklarında başlayıp, damarlarında son bulan yolculukları özledim... Evet sanırım seni görmeliyim, belki göz bebeklerimin ihtiyacı yoktur buna, alışmışsa da onlar yokluğuna ama ben alışamadım. Seni görmem lazım bundan eminim, elime ne geçecek diye düşünmeden, yada hiç sever mi diye içerlemeden... Görüp de ne olacak bilmiyorum, belki gecenin bir işkencesidir bu bana, sensizliğe 3 senedir alışmışken ne gerek varsa, ama ben seni görmek istiyorum görsem ne olcaktıki zaten arkadaşımdın sen aynı sınıftan hemde... Ama konuşmadan bakmak sana, dokunmadan seyretmek, belki yemek yiyişini, belki de gülümsemeni izlemek, ben zaten geçerken uğradım çok fazla kalmam merak etme demeden sadece seni kazımak istiyorum bir kez daha göz kapaklarıma ki her kapadığımda seni göreyim, hatta gün gelip de sonsuzluğa daldığımda da sen oyna yine göz kapaklarımda başrol olmasın sorun değil en azından birkaç karede görün yeter bana... Seni görmek istiyorum, neden inan bilmiyorum, görmek için evinin önünden geçiyorum görmiyeceğimi bile bile, belki eskitebilmek için kalbimdeki seni, belki yenileyebilmek için sendeki beni belki de görmek için bitip bitmediğini...
Yatakta başlayıp otogarda biten bi gündü. Sıradan monoton normal gün gibi başladı. Yani diğer günlerden hiç bir farkı yoktu aslında yine gülüyorduk, yine eğleniyorduk, yine küfrediyorduk, yine salça oluyorduk birbirimize, yine hayallere dalıyorduk,yine düşünüyorduk ve bi okadar daha yine. Değişen pek birşey yoktu açıkçası. ATM Cum'un bankamatik kartını yutunca "aha cenabet bi gece başlıo galiba kankiii" feryadından sonra kahkayı patlatmam cenabetliği yeni banyodan çıkmışlığa çevirdi. Herşey herzamanki durumuna gelmişti. Böylesi daha iyi ya aslında haddinden fasla eğlenip gülüyoz ama biliyoruz bir gün hayat gülerken tokadın allahını yicezde yiyene kadar devam edelim biz k.ö.k.ö yani. 12de kalkacak otobüs için 10 garajda olma aptallığını yaptığımızı garaja indiğimizde anladık. Ama bilet gişelerin üst katındaki ofiste soyunan adamı izlemek eğlenceli oldu. Biz gülüyoruz diye yanımızdaki adamlar bile bize gülmeye başlamıştı artık soyunana değil. Bi ara bekleme salonu hipodroma dönmedi değil, beygir geçidi vardı maşallah. Ve vakitin geldiği zaman herşeyin duble olduğu zamandı. Efe efe turizmle 00,00da 31 numaralı peronda otobüsün 31 numaralı koltuğunda yollanıyordu. Bide otobüse binerken asker selamı çakmazmı sanki ek yerleştirmeyle askere gidiyo pezevenk. Neyse yolladık işte 00,00dı, olsa ne farkederdiki ya aklı başka yerdeydi yada yüreği değilmi. Biras değişik bi akşamdı ama gene hep uğurlayan, hep arkadan bakan, hep el sallayan bizdik yine bu kaçıncı sayısını unuttum. Yinede iyiydi ya gülmek iyiydi, bankamatiğe kartı yutturmak iyiydi, millete belli etmeden direk onlara küfretmekte güzeldi, giden arabadan dışarı bira şişesini attığımda şişe içindekilerin yüzümü yıkamasıda güzeldi ama uzun zamandan sonra üzülmek kötüydü kısa sürsede o bile güzeldi ya. Eve gelince geceyi Öztürk'le kapadım hayal kurarak uyumak için üstteki postta zaten kendisi.
Çok isterdimki oyun kurucusu sıkıntısı olan Türkiye milli takım formasını giymesini ama o kendi istemedi. Joachim Löw tarafından Almanya Milli Takımı'nın Norveç'le yapacağı hazırlık maçının aday kadrosuna çağrıldı. Bakalım daha kaç genci başka milli takımlara kaptırmaya devam edicez...
Hayatım boyunca görmek nasip olmadı türkiye kupasını. Fenerbahçem bu aksam kupada çeyrek finalin rövanş maçında deplasmanda Bursasporu Alex'in 2 ve suskun golcü Guizayla gecmeyi başardı. Bu sene bu hasretin bitmesi dileğiyle.
Google'dan Türkçe için harika bi gelişme. Önceden google translate kullanılıyordu ama türkçe seçeneği yoktu. Çevirisi mükkemel. Vede artık türkçe. translate.google.com adresinden ulaşılabilir. İster girdiğiniz kelimeyi Türkçeye çevirin yada yabancı dil yazılmış bi siteyi tamamen türkçeye çevirin. Site çevirirken flashlı bölümler çevrilmiyor sadece html olan yerler. Gavurca bilmeyenler için ideal.
Tamam alnında yara var bişi diyemem de saçlarını böyle çirkin neden kesersin hiç anlamam. Saçları dökülmüş gibi gözüküyor ama değil bunun kendi icraatı hepsi. İnanmayan arasın baksın daha neleri var Lescott'un
Gol aynı resimdeki gibi. Gosling vurdu, top Liverpool'luya çarptı süzüle süzüle Reina'nın uzanamadığı yerden uzak direğe çarparak içeri girdi. Çok şık bi gol. Ama golün dakikası uzatmaların 119. dakikası. Liverpool FA Cup 4. turda ezeli ve ebedi rakibine elendi. Bu maçı bize izletemeyen ( tv verdi aslında) uyduya maçlar için şifre koyan bütün kanallara teşekkür ediyorum. Bu yıl yabancı hiç bir maç izleyemedim sayelerinde
Dün akşamki maçta Antalya ile oynanan ve genemi Antalya maçı dedirten maçta İbrahim Üzülmez tam 779 gün sonra topu ağlara yolladı. Beşiktaşın önceki şampiyonluğu gibi hatırlanması güç ve uzun zaman önce yani. Golden sonra tribünlerden gelen tezahurat aynen şöyle "İbrahim delirdi şampiyonluk istiyor" ama bi 100 sene daha bekliceniz gibime geliyor.
Ve transferlerin en ses getireni yılan hikayesine dönen ama sonunda mutlu sona ulaşan Arsenal. Wengerin kafayı taktığı Rus veleti sonunda Gunnersa geldi.
Yıllardır aralarında hiçbir husumet olmayan 2 İstanbul büyüğünü birbirlerine bazıları düşürmeye başlıyorlar. Bütün stadlarda her maçta söylenen Kahrolsun İsrail lafını biz Balili gol attıktan sonra dedik diye ırkçı olduk. Olsun varsın. Unutulmasınki köpeklerin dünyasıda siyah-beyaz aynı sizin gibi, hiç farkınız yok
Liverpool fc v Chelsea fc
Gretna2008
Haftanın merakla beklenen maçında Liverpool Anfiel Road'da Chelsea'ya This Is Anfield dedi ve 2-0'ı cebine koyarak çıkış kapısını gösterdi. Lampard'ın gördüğü kırmızı kart haklı, yanlış hatırlamıyorsam yada başka yle karıştırmıyorsam bu kart Lampard'ın ilk kırmızı kartı. 89da Torresin attığı golde KOP'un delirmesi görülmeye değer, 94. dakikada daha Torres 2. golü atmadan önce tüm stadın hep beraber söylenmesinde insan içinden bi seferde şurda bende maç izleyim diyor. LFC 51 oldu 2. sırada, Çelski 48de kaldı.
Güzel gollerin haftası oldu. Trabzon Ankarayı 2-0 ile geçerken Gökhan Ünalın harika golü, Galatasaray'ın Denizliyi 2-0 yendiği maçta Nonda'nın golü (Barosun golden önce organize iyi), 8JK'in 1-0lık Antalya maçındaki Tellonun golü ve Fenerbahçeyi ipten alan Alexin mükemmel golü. Bole güzellikler oldukça dedikleri gibi "Turkcell süper lig hiç bitmesin". Eskişehir 79-80 sezonundan sonra 6-1lik İstanbul BB galibiyetiyle o tarihten sonraki en farklı galibiyetini aldı. Diğer maçlarda Bursa 0-0 hacettepe, ankaragücü 1-3 konya, kocaelispor 0-2 gençlerbirliği ve kayseri 0-0 sivas olarak bitti.
Suç resimdekinde değil. O aslında oynadığı sistemin günah keçisi oluyor, böyle giderse Kezman gibi bir topçuya yapılan onada yapılacak. Güzel mobilyayı çürüten tahtakurusu Aragones aslında. Alex'i bile ne hale getirdiki diğerlerini getirmesin. Artık çatırtılar çıkmaya başladı, tribünleri ilk defa gördüm o şekilde. Bişilerin değişmesi lazım bana göre.
25. resmi maçında 20. golünü cumartesi akşamı Denizliye attı Baros. Attıkça atıyor. Sezon başında 10 golü geçemez diyenlere her golünde sokuyor o laflarını ağızlarına. Rekor transfer ücretli diğer forvet oyuncularına inat. Yürüyedur Baros
Fifa'dan tanırım kendisini. Tam bir CDM bölgesi adamı, sağlam topçu. 8JK resmen aldı, borsaya bildirildi. Ama 8JK'ye gelen yabancı her topçu gibi onada yazık olcak gibime geliyor. 8JK'yi sevmem adam sağlam olduğu için koydum buraya.
Barça ligde aldı başını gidiyor. Geçen haftaki Numancia maçında bekleniyordu 5000. gol olmadı 4te kaldılar. Hafta içinde Espanyola 3 atınca sazanlar atladı hemen Barçanın 5000. golü Krkic'in diye. 5000 gol muabbeti lig içindi. Uzun sürmedi golün gelmesi. 1-0 geri düştükleri Santander maçında Leo takımı hem ipten aldı hemde 5000. defa topu yollayarak kulüp tarihine geçti. Zaten bunu hakediyordu da keşke Puyol atsadı.
