9 Şubat 2013 Cumartesi

Jordon Ibe

Four Four Two dergisi çıktığı günden beri sektirmeden her sayısını aldım. Bu çocukta iş var bölümü var dergide bilen bilir. Genç yetenek Türk futbolcular'la soru cevap yaparlar. O bölümde işledikleri futbolculara şimdi kim olduklarına baksak hiç kuşkusuz hassiktir be deriz. FFT Türkiye'nin scout ekibi bayağı sağlam yalan yok.
Esas oğlumuz Jordon Ibe, 95 doğumlu Liverpool'un bu yaz dönemi Wycombe Wanderers'dan aldığı oyuncu. Daha ligde, kupa'da haliyle de Avrupa'da forma giymişliği yok ama bu çocuktan umutluyum. Şuan Liverpool Rezerv takımda. Forvet. İngiltere U18'de bir kez milli formayı giymiş. Rezerv ligde 4 maçta golü yok.
Twitter ülkede aşırı patlamasıyla birlikte futbol olarak, bizide ülke olarak pek ipleyen olmadığından Liverpool bir ilki gerçekleştirdi ve resmi Twitter hesaplarının yanına sadece Türkçe yayın yapan Türkiye'ye özgü Twitter hesabı açtılar, çokta iyi yaptılar. 3 gün önce Jordon Ibe ile sadece Türk Twitter kullanıcılarına özel soru cevap yapıldı. Tamam çok matah birisi değil belkide Jordon ama sorularını yönetti kullanıcılar, adam akıllı soruları süzüp Jordon'a sordular. Bu tip işleri devam ettirmesini diliyoruz Liverpool Türkiye Twitter hesabından.

LFC Türkiye : Muhteşem taraftarın önüne ilk kez çıktığın zaman neler hissettin? Liverpool formasını terletmek nasıl bir duygu?

          Jordon Ibe : Oldukça gergin hissediyordum ve ne yapacağımı bilmiyor şekilde maça başlamıştım.

LFC Türkiye : En çok ne yemeyi sever? Maçlardan önce özel olarak yaptığı bir şey var mı?

          Jordon Ibe : Maçlardan önce genellikle kıymalı makarna yeriz ama benim en sevdiğim yemek peynirli makarnadır.

LFC Türkiye : Liverpool'da olmak nasıl bir duygu ve bu başarıyı nasıl yakaladın?

          Jordon Ibe : 15 yaşındayken Wycombe Wanderers takımında oynuyordum sonra LFC benimle ilgilendi ve ben arkama bakmadım.

LFC Türkiye : Takimda en iyi anlaştığı oyuncular kimler?

          Jordon Ibe :  Ryan McLaughlin...Biz rezerv takımdaki gençler çok iyi geçiniyoruz.

LFC Türkiye : Liverpool taraftarini Nasil Tanimlar?

          Jordon Ibe : Taraftar inanılmaz! Gençlere verdikleri destek beni her zaman etkilemiştir.

LFC Türkiye : Futbolcu olmasaydı ne olmak isterdi? Teknik direktör olsa hangi takımın başında olmak isterdi?

          Jordon Ibe : Matematiği severim ve bir matematik öğretmeni olmak isterdim. Herhalde Chelsea'yi çalıştırmak isterdim.

LFC Türkiye : Steven Gerrard ve Jamie Carragher hakkında ne düşünüyor ?

          Jordon Ibe : Her ikisi de genç oyuncuları gerçekten destekleyip yüreklendiriyorlar. Bizi antremanlarda güzel karşılıyorlar.

LFC Türkiye : Liverpool'un kendisiyle ilgilendiğini duyunca neler hissetti? Liverpool ile geleceğe dair planları neler ?

          Jordon Ibe : Uzun süre Liverpool'da kalmayı umuyorum. Liverpool gibi büyük bir kulübün ilgi göstermesi çok heyecan vericiydi.

LFC Türkiye : Sevdiğin futbolcu tarzı ve İdolün kim ?

          Jordon Ibe : Brezilyalı Ronaldo !!!

LFC Türkiye : Hangi tarz müzik dinler?

          Jordon Ibe : Opera ve "Rock n Roll" dışında tüm müziklerden hoşlanırım. Şu sıralar Chris Brown ve Drake'i dinliyorum.

Beckham, Drogba, Sneijder ve Diğerleri

Bir forma sattırma hamlesi ve reklam yüzü olarak Beckham transferi ... diye başlaması lazım David Beckham'ın PSG transferi. Yaş olmuş 37, ama hala en popüler reklam yüzü, en popüler futbolcu - yalan değil - olduğu takımda forma, ürün vs. sattıracak en popüler yüz yine o. Pek ahım şahım bir futbolcu olmasada kendisi, adı ve yakışıklılığı sayesinde zaten kazandı kazanacağını. Ahım şahım derken yanlış anlaşılmasın, kendi zamanında mevkisinin en iyilerindendi, ama şimdiki şezlong futbolseverlerinin istediği gibi hareket yapsın pas manyağı olalım minvalinden değildide işte. Açtığı ortalar, çaktığı frikikler yetti ona. Saha içinde pek kötü hareketinide görmedik açıkcası, saha dışında da aynı. Gittiği kulüpler ve yaşadığı şehirler hiç bir zaman paspal bi yerde değildi. Bu bakımdan bakarsak istatistiği baya sağlam. Manchester, Madrid, Los Angeles, Milano şimdide Paris. Sponsoru fazla olunca büyük ihtimal bu son transferide hani meşhur söz var ya modanın kalbi Paris diye ondan olabilir, bu da diğer bi tez. Aslında bu postta neden Beckham'dan girdik olaya, Beckham transferini yorumluyorum anlamış değilim. Bleacher Report sitesi ara transfer dönemindeki ses getiren yani önemli olan 25 transferi dizmiş. Sakatlanan Casillas'ın yerini doldurma, Fransa'nın yeni sömürgesi Newcastle United, Liverpool'a gelenler, gidenler, Rusya ve Ukrayna'daki nereden buluyolar oğlum bu paraları dedirten transferler, memleket özlemi bitmeyen Brezilyalılar kervanına katılanlar, geldiği gibi 2 gol atıp San Siro'yu yıkanlar falan ve bizim topraklardan da var bu 25'in içinde. Emre, Webo, Ziegler yok şimdiden söyleyim boşuna heveslenmeyin, transfer dedim eve dönüş demedim. Ama en pahalı transfer Ruslarda. Parası hiç bitmeyen Anzhi 35M € verdi Willian için Shakhtar'a;

25. Willie Overtoom - Heracles Almelo > AZ Alkmaar
24. Nicolas Anelka - free > Juventus
23. Loic Remy - Olympique de Marseille > QPR
22. Moussa Sissoko - Toulouse > Newcastle United
21. Diego Lopez - Sevilla > Real Madrid
20. Yoan Gouffran - Bordeaux > Newcastle United
19. Taison - Metalist Kharkiv > Shakhtar Donetsk
18. Mapou Yanga-Mbiwa - Montpellier > Newcastle United
17. Mateo Kovacic - Dinamo Zagreb > Inter
16. Coutinho - Inter > Liverpool
15. Wilfred Zaha - Crystal Palace > Manchester United
14. Demba Ba - Newcastle United > Chelsea
13. Christopher Samba - Anzhi > QPR
12. Daniel Sturridge - Liverpool > Chelsea
11. Mathieu Debuchy - Lille > Newcastle Uited
10. Yann M'Vila - Rennes > Rubin Kazan
9. Giuseppe Rossi - Villarreal > AC Fiorentina
8. Nacho Monreal - Malaga > Arsenal
7. Lewis Holtby - Schalke 04 > Tottenham Hotspur
6. Alexandre Pato - AC Milan > Corinthians
5. Willian - Shakhtar Donetsk > Anzhi
4. Wesley Sneijder - Inter > Galatasaray
3. Didier Drogba - Shanghai > Galatasaray
2. Mario Balotelli - Manchester City > AC Milan
1. David Beckham - LA Galaxy > PSG

#10

"... başka birşey yok kardeşim, en büyük galatasaray..."
"gheorghe hagi"

St. Newcastle

Olay aslında bir haftalık muhabbet, anca girdiğimizden yeni şeedebilcez. Devre arası transfer döneminde 5 Fransız oyuncu transfer etti Newcastle United. Moussa Sissoko, Massadio Haidara, Yoan Gouffran, Yanga Mbiwa ve Mathieu Debuchy yeni isimler. Arsene Wenger'de vaktinde Arsenal'de bolca vatandaşını bulundurmuştu. Transferlerden sonra iyice Fransızlaşan Newcastle United'ta ilk iç saha maçında Fransa bayrakları, Fransızlar gibi giyinip gelen tipler oldukça fazla bir haldeydi. Takımında 10 adet Fransız futbolcu olursa saha dışında bunların olmasıda gayet doğal. Transferlerden sonra Alan Pardew takımdaki yenilerle dahil yabancılara İngilizce bilmeleri gerektiğini söyleyip kurs başlattı. Şaka değil gerçek, uyum şart olunca maç içinde ve antrenmanda el kol hareketleriyle bu iş yürümez. Asıl önemli olan konuya gelelim. The Telgraph yine hiç üşenmemiş araştırmış. Ama araştırılmayacak gibi de değil. 2 Şubat akşamı Chelsea ile oynanan maçta Newcastle'da İngiliz vatandaşı tek bir futbolcu vardı ilk 11'de. Steven Taylor. Geri kalan 10 futbolcunun uyruğu Fransa. Diğer tarafta ise 16 Ağustos 2010'da oynanan Manchester United maçı var. İlk 11'de 8 İngiliz var bu sefer. Hiç Fransa'lı yok geri kalan 3'lüde. Nereden nereye tarzı bi olayı The Telgraph yapmış bizde etmişiz. Kadroları merak edenler vardır elbet, buyrunuz efendim.


29 Ocak 2013 Salı

Paralar

Büyük zenginler, kulüp sahipleri, reklam gelirleri, stadyum gelirleri, ürün satışları vs. vs. vs. ve nereden geldiği belli olmayan bir takım paralar. Transfer döneminde haliyle kulüpler için hızlı geçer, taraftarlarda ismi çıkan topçulara heyecanlanır, kafasında kadro kurar içine oturtur maçı oynar. Taraftara bakarsan en iyi oyuncuyu ister kimisi takımında, kimisi gençleri, kimisi senelerdir takip ettiği topçuları, benim gibiler mesela anlı şanlı değil ama sahada belli bir karizmasıyla oynayan adamları ister. Beni boşverelim Premier League'e gelelim. İlk önce Amerikalılar United'ten girdi olaya, sonra bir Rus çıktı ve bütün futbol dünyasını değiştirdi dersem yalan olmaz. Abramovic'ten sonra futbol dünyası tam anlamıyla değişme sürecini tamamlamış oldu. Sonra Araplar çıktı piyasaya, City, Malaga, PSG ve ufaktan ufaktan geldikleri diğer takımlar. Lafı yerine koymak gerekirse aç köpekler gibi saldırdılar transfer için. Aslında Arapların bu istilası yıllar öncesinden sezilebilir bi hareket. Son demlerine gelen Dünyanın önde gelen topçularının Arap Yarımadası'ndaki son vakitleri mesela. Hala devam ediyor o akın aslında. Gayet net, para konuşur. Ne demiştik Premier League. The Telgraph İngiltere'nin en büyük liginde boy gösteren 20 takımın en pahalı 20 delikanlısını yazıp listelemiş bize. Deli gibi akan paralar var, boşa giden paralar var, kimisine göre acayip derecede ucuz olanlar var, yeniler var ve en çok para kazan Tottenham var. Resim'mi?Çok pahalı oğlum o kadar paramız yok.
Arsenal
Andrei Arshavin
£16,9M Zenit
Aston Villa
Darren Bent
£24M Sunderland
Chelsea
Fernando Torres
£50M Liverpool
Everton
Marouane Fellaini
£15M Standart Liege
Fulham
Steve Marlet
£11,5M Olympique Lyonnais
Liverpool
Andy Carroll
£35M Newcastle United
Manchester City
Sergio Agüero
£38M Atletico de Madrid
Manchester United
Dimitar Berbatov
£30,75M Tottenham Hotspur
Newcastle United
Michael Owen
£17 Real Madrid
Norwich City
Sebastien Bassong
£5,5M Tottenham Hotspur
QPR
Loic Remy
£8M Olympique de Marseille
Reading
Adrian Marlappa
£3M Watford
Southampton
Gaston Ramirez
£12M Bologna
Stoke City
Peter Crouch
£12M Tottenham
Sunderland
Asamoah Gyan
£13,1M Rennes
Swansea City
Pablo Hernandez
£5,55M Valencia
Tottenham Hotspur
David Bentley
£17M Blackburn Rovers
West Bromwich Albion
Borja Valero
£4,7 Real Mallorca
West Ham United
Savio Nsereko
£9M Brescia
Wigan
Mauro Bosell
£6M Estudiantes

Tarihten Bir Sayfa

Blog Widget by LinkWithin