Mustafa Denizli'nin yine rotasyona gittiği, Beşiktaş'ın yine evinde zor kazandığı, Ernst'in yine en iyi olcağı maçtı herkesin görüşünde maç öncesinde. Ama maçı izleyenler ve stada gidenler olacakları bekliyordu. Bu maçta olay çıkacaktı yani bilinen birşeydi bu, ve abazan Beşiktaş seyircisi bu kadrodan daha fasla performans beklediği için artık çığrından çıkma maçıydı bu. Beşiktaş bu maç yenilse ne olucaktı peki düşünebilen varmı. Çarşı logosundaki A harfine UEFA'nın "anarşi" logosu diye izin vermediği gibi anarşi başladı artık Beşiktaş tribünlerindede. Her kafadan bir ses çıktı, olay çıkmayan yer yoktu sanki. Yönetimi destekleyenler vardı, desteklemeyenlerde. " Yıldırım Demirören yeter" diyende vardı " 2 kupayı unutma vefasızlık yapma diyende". Maçtan önce sadece Ernst'in nasibini aldığı futbolcu tezahüratlarında Carew, Amokachi, Nouma, İlhan Mansız gibi taraftarın gönülden oynadığına inandığı futbolculara tezahürat yapıldı. İstiklal marşı sırasında protokol tribünü önünde yönetim istifa gibisinden bi pankart açıldı. İstiklal marşından sonra ilk kargaşa burda çıktı zaten. Maç başladıktan sonra Alen'in yönetim istifa sloganlarından sonra Beşiktaş lehine marş söletmek istemesi önündeki grup hariç bütün stadda ıslık ve tepkiyle karşılandı. Daha 20. dakikaya gelmeden kapalıda da kavga çıktı ayırmak isteyen Alen'de bi güzel nasibini almış oldu.
Yeni açıktan numaralıya koltukları fırlatmalar, buna karşılık polisin sert müdahelesi, Kapalı'daki kavgadan sonra Alen'in tekrar yönetimi eline geçirmek istemesi ve herkezin yine tekrardan yönetim aleyhine bağırması, ve 2. yarıda kapalı üste toplanan kalabalık. Herkes büyük bir kavga çıkacağını sandığı anda " 2 kupayı unutma vefasızlık yapma" pankartının açılması, bütün stadın tepkisini çekti. Bu dakjika içinde takım oynamışmı yine kaybetmişmi hiç umurlarında değildi, zaten bu arada Tabata Beşiktaş'ı öne geçiren golü atmıştı bile kimsenin umrunda olmayan bi anda. Bir takım bu hallere nasıl düşer heleki 3 büyüklerden biri nasıl düşer. Takım kötü oynayabilir tamamda tribünlerin bu kadar azıtmasına gerek yok, aşırıya kaçınılmaz bu kadarda. Tribünler belkide ilk defa böyle bi bölünme gördü. Aslında hatırlatmakta fayda var, maçın pek iplenmediği karşılaşmada Beşiktaş 49. dakikada Tbata'nın attığı golle maçı 1-0 kazandı. Peki ya berabere bitseydi yada yenilselerdi bu maçta ne olurdu ?
Mustafa Denizli'nin yine rotasyona gittiği, Beşiktaş'ın yine evinde zor kazandığı, Ernst'in yine en iyi olcağı maçtı herkesin görüşünde maç öncesinde. Ama maçı izleyenler ve stada gidenler olacakları bekliyordu. Bu maçta olay çıkacaktı yani bilinen birşeydi bu, ve abazan Beşiktaş seyircisi bu kadrodan daha fasla performans beklediği için artık çığrından çıkma maçıydı bu. Beşiktaş bu maç yenilse ne olucaktı peki düşünebilen varmı. Çarşı logosundaki A harfine UEFA'nın "anarşi" logosu diye izin vermediği gibi anarşi başladı artık Beşiktaş tribünlerindede. Her kafadan bir ses çıktı, olay çıkmayan yer yoktu sanki. Yönetimi destekleyenler vardı, desteklemeyenlerde. " Yıldırım Demirören yeter" diyende vardı " 2 kupayı unutma vefasızlık yapma diyende". Maçtan önce sadece Ernst'in nasibini aldığı futbolcu tezahüratlarında Carew, Amokachi, Nouma, İlhan Mansız gibi taraftarın gönülden oynadığına inandığı futbolculara tezahürat yapıldı. İstiklal marşı sırasında protokol tribünü önünde yönetim istifa gibisinden bi pankart açıldı. İstiklal marşından sonra ilk kargaşa burda çıktı zaten. Maç başladıktan sonra Alen'in yönetim istifa sloganlarından sonra Beşiktaş lehine marş söletmek istemesi önündeki grup hariç bütün stadda ıslık ve tepkiyle karşılandı. Daha 20. dakikaya gelmeden kapalıda da kavga çıktı ayırmak isteyen Alen'de bi güzel nasibini almış oldu. 
Yeni açıktan numaralıya koltukları fırlatmalar, buna karşılık polisin sert müdahelesi, Kapalı'daki kavgadan sonra Alen'in tekrar yönetimi eline geçirmek istemesi ve herkezin yine tekrardan yönetim aleyhine bağırması, ve 2. yarıda kapalı üste toplanan kalabalık. Herkes büyük bir kavga çıkacağını sandığı anda " 2 kupayı unutma vefasızlık yapma" pankartının açılması, bütün stadın tepkisini çekti. Bu dakjika içinde takım oynamışmı yine kaybetmişmi hiç umurlarında değildi, zaten bu arada Tabata Beşiktaş'ı öne geçiren golü atmıştı bile kimsenin umrunda olmayan bi anda. Bir takım bu hallere nasıl düşer heleki 3 büyüklerden biri nasıl düşer. Takım kötü oynayabilir tamamda tribünlerin bu kadar azıtmasına gerek yok, aşırıya kaçınılmaz bu kadarda. Tribünler belkide ilk defa böyle bi bölünme gördü. Aslında hatırlatmakta fayda var, maçın pek iplenmediği karşılaşmada Beşiktaş 49. dakikada Tbata'nın attığı golle maçı 1-0 kazandı. Peki ya berabere bitseydi yada yenilselerdi bu maçta ne olurdu ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder