Bir hüsran, bir beşlik ve bir trivela ile artık 2. kupada 4 takımız. Young Boys'un Lugano'suz dandik bir görüntü veren Fenerbahçe'yi elemesi maçı izleyen Fenerbahçe'li taraftarları hiç şaşırtmadı bence, ki öylede yani. Birde şu kırmızı kart olayını seriye bağladılar, nasıl desem bilmiyorum.
Mecidiyeköy'deki ilk maçta çok rahat oyuna rağmen sadece 2 pozisyon verip maçı 2-2 bitmesini sağlayan Galatasaray, Belgrad'da bu sefer işi biraz daha ciddiyete alıp 5-1 ile bitirdi.
Biranın doğum yeri(miş) Plzen karşısında heryerinin öpmek zorunda oldukları Hakan'ın panterliği sayesinde ilk maçta avantajlı dönen BJK, İnönü'de harika gollerle turladı zaten. Quaresma'nın dışı ve Holosko'nun içi bu sıcak havada bu goller güzel oldu yeğenim dedirten cinstendi velhasılkelam.
Okey'in 4.sü Trabzonspor oynamadan geldiği Play-off'a keşke oynayıpta gelseydik, başkası çıksaydı demiştir. Süper bir direnç yada ne biliyim kendinden üstün bir oyun olmadığı sürece Trabzonspor yine son bilmemkaç senede olduğu gibi ilk maçta veda edecek gibi. Okuyan Trabzonlu varsa eğer kusura bakmasın, keşke elese Bordo-Mavi, ama rakip Liverpool boru değil.
Şimdi rakiplerin inciğini cinciğini çıkarıp, yok kadroda bunlar şunlar, istatistik hesabına girip hiç copy+paste işine girmek istemiyorum.
Galatasaray'ın rakibinden başlayalım ufaktan bitirelim. Tanımıyorum, Tromso veya Helsingborg olabilir, ciddiye alındımı tamam. Çok süper değerlendirme oldu :)
Beşiktaş; Pes'ten tanıdığımız takım Helsinki. Elenir, çok güzel elenir.
Fenerbahçe; Şimdi olay Fenerbahçe diye ahkam kesmiyeceğim. Geçen yılki Lille, önümüzdeki daha soğumamış Young Boys, AZ Alkmaar ve Zaragoza maçı vs. Bu takımların bütün ortak özelliği benim gözümde Fenerbahçe'den hep 2, 3 kademe alt kuvvette olmaları ve maçların kağıt üzerinde zevkli geçiçeğine dair kuşku uyandırmaları. Sonuçta elenen hep Kadıköy'lüler olmuştu. Şimdi sırada PAOK var. Aynı duygu içimde yine var, hayırdır işallah.
Trabzon'a gelecek olursak eğer, üzülmeye değmez gidin Torres ve Gerrard görün, anı yaşa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder