Angola home
Angola away
Fas home
Fas away
Fildişi home
fildişi away
Gana home
Gana away
Kamerun home
Kamerun away
Mısır home
Mısır away
Mozambik home
Senegal home
Senegal away
Tunus home
FIFA yılın futbolcusu ödülleri için adaylarını açıkladı. Hemen hemen son 2 senedir listede aynı isimleri gördüğümüzden listede pek şaşırılcak isim yada isimler yok. 21 aralıkta Zurich'te düzenlenecek galada ödüller sahiplerini bulacak. Ödüller diyorum çünkü bayanlar dalındada ödül sahibini bulacak ama bayanlardan tanıdık olmadığı için iki kelam laf edemiyecem burda. İşte erkekler ;
İyice bakın bakalım resme Keita'ı Galatasaray taraftarı yaraladı diyen zihniyet. İyice bak. Heleki bunu antu denilen sikik site ortaya atıyo. Ki bu siteyi yapanlar fanatik Fenerli, ki bu şahışlar bu yalanı ortaya atanlar o stadda onca maç izlediler ve bilmiyorlarmı deplasman tarafının etrafı ağlarla kaplı, ordaki seyirciler zarar görmesin dışardakilere görmesin diye. Ve o atılan su bardağı maytapın bile geçmediği ağdan nasıl dışarı çıkacak acaba ?
Rastalı saçlarıyla bi anda şöhretini pekiştiren, ama asıl şöhreti İsveç gibi bi soğuk ülkeden gelsede böyle iyi bir topçu olmasıydı. Ben hatırlamam onun eskilerini, Celtic ve sonrasını bilirim mesela. 71 doğumlu Larsson, 77 yılında Högaborg diye takımda futbola başladı ve 88'de profesyonel oldu. 92 senesinde Helsingborg'un yolunu tuttu. Burda 56 maçta 50 gol atınca Feyenoord'un yolunu tuttu. Ve Larsson'un artık sahne alma zamanı gelmişti.
93-97 yılları arasında Feyenoord forması giyen Larsson burada 101 maçta 26 gol gibi az bi rakama ulaştı. Ama bu istatistiğe rağmen 97 senesinde efsaneleşeceği kulüp olan Celtic ile anlaşarak adanın yolunu tuttu. Rastalı efsane Celtic formasıyla çıktığı 221 maçta 174 gol atma başarısını gösterdi. 2000-01 sezonunda attığı bu bi çuval gol sayesinde altın ayakkabıyı almaya hak kazandı. Zaten şuan hali hazırda attığı 158 golle İskoçya Ligi'nin lig tarihinde en fazla gol atan oyuncusu Larsson.
2004 yılında belki ondan beklenmeyecek bir hareket olan Celtic'i bırakma kararı şaşırttı herkesi. Enine yeşil-beyaz çubuklu formayla özdeşleşmişti Larsson. En iyi, en güzel zamanlarını belkide bütün şöhretini borçlu olduğu Celtic'ten ayrılıyordu Larsson. Ve ayrıldı da, ama gideceği kulüp Barcelona'ydı. Katalanlarda 2 sezon oynadı ve 2 sezonda 40 maça çıktı, 13 gol attı. Barcelona'daki en unutulmaz maçı 2005-06 sezonunda Arsenal ile oynanan Şampiyonlar Ligi finaliydi. 1-0 geride olan Barcelona, Larsson'un oyuna girdikten sonra yaptığı 2 asistle maçı 2-1 kazanmıştı herkesin bildiği gibi.
Şampiyonlar ligi şampiyonluğuda geldiğine göre Larsson artık futbolu bırakmak için ülkesine dönüş biletinin almıştı. Profesyonel ilk kulübü Helsingborg Larsson'u bekliyordu artık. Ama o bırakmak yerine yine bir maceraya atılmayı tercih etti. Kısa bir süre olmasına rağmen Manchester United'e kiralandı.
Geçen akşam Djurgarden'e sahasında 2-0 yenildiği maçta futbola artık veda etti Larsson. Bu maçtada Helsingborg yönetimi biras yalakalık birasda iade-i itibarı düşünerek Larsson'a Helsingborg 2009 en iyi oyuncu ödülünü verdiler. Ben olsam Helsingborg'un gelmiş geçmiş en iyi topçusu ödülünün veririm, kim çıkmışki Larsson'dan başka.
Trabzonspor : 2 - Kayserispor : 1
Bursaspor : 6 - İstanbul B.B. : 0
Eskişehirspor : 0 - Beşiktaş : 1
Sivasspor : 3 - Gaziantepspor : 0
Kasımpaşa : 3 - Denizlispor : 1
Manisaspor : 1 - Antalyaspor : 2
Diyarbakırspor : 1 - Gençlerbirliği : 0
Fenerbahçe : 3 - Galatasaray : 1
Beşiktaş Almanya'dan puanla dönüyor, ama peki bu alınan puan kimseyi sevindirdimi bi kısım için belki evet ama benim izlediğim Beşiktaş ilk defa oynayamayan bir Beşiktaş'tı. Bu sezon Manchester United maçında gerçekten güzel oynamıştı Beşiktaş hakkıydı o maçta puan almak ama şans faktörü uzaklaşınca işin içinden olmayınca olmuyor. Ama dün akşamki maçta gördüklerime gerçekten inanmak istemedim, Beşiktaş gerçekten bitmiş durumda ve nasıl bu hale geldi bilmiyorum. Geçen yılki şampiyon kadro aynen duruyor eksilen adam yok, aksine üstüne gelen futbolcu takviyeleri var ve bu takım geçen yılın şampiyonu. Tello, Fink, Ekrem ve artık bitmiş olan Nihat sahada sırıttığını Mustafa Denizli diplerinden görmüyormu. Takım komple sırıtınca Ernst'te hiç beklemediğim gibi oda hata yapmaya başladı. Beşiktaş bu maçı gerçekten alması gerekirdi. Kendi oynamadığı gibi Wolfsburg atak yakalasada onlarında pek anım şanım oynadığını söyleyemem. Kaleye çok yüklendiler ama sonuç olarak tabelaya birşey yansımadı. Eğer Wolfsburg bu Wolfsburg ise Beşiktaş gerçekten 3 puanı fazlasıyla kaçırmıştır benim gözümde. Maç başında ve ilerleyen dakikalarda seyrekte olsa devam eden Wolfsburg ataklarında Rüştü bi saatli bomba vazifesi gördü, hata yapması dün akşam an meselesiydi Rüştü'nün, olur olmadık her topa fırlamak, gereksiz hareketler yapıp kendini sakatlamak için uğraşması! bu takım bu akşam yenilirse Rüştü sayesinde yenilecek dedirtti.
Maçın belkide dakika olarak geçte olsa kırılma noktası resimdeki 2 arkadaşın münakaşası sonucunda cereyan eden Grafite tokadı ve hakem Rosetti'nin Grafite'yi kırmızı kartla atması. Kalan 15 dakikada Beşiktaş yine doğru düzgün pas yapamasada kaleye gitmesini bildi ama son vuruşlardaki beceriksizlik belkide kaçan puanı haber ediyordu o dakikalarda. Kırmızıdan sonra Tabata'yı oyuna hemen alınması gerekirdi yada en baştan oyunda olması lazımdı böyle bir maçta hele. Ve Nobre, Beşiktaş kadrosunu kötüleme arzum yok ama işi bitmiş 2 forvetle nereye kadar gidilir merakla izlemekteyim. Alınan 1 puan, bu Wolfsburg karşısında üzücü olsada yine önlerinde içeride oynayacakları CSKA ve Wolfsburg maçları sonucunda sevindirici oluyor azda olsa.
Debreceni VSC : 3 - ACF Fiorentina : 4
Liverpool FC : 1 - Olympique Lyonnais : 2
FC Barcelona : 1 - FC Rubin Kazan : 2
FC Internazionale Milano : 2 - FC Dynamo Kyiv : 2
Rangers FC : 1 - FC Unirea Urziceni : 4
VfB Stuttgart : 1 - Sevilla FC : 3
AZ Alkmaar : 1 - Arsenal FC : 1
Olympiacos FC : 2 - Standart de Liege : 1