6 Şubat 2009 Cuma

31 Numaralı Peron 31 Numaralı Koltuk

Yatakta başlayıp otogarda biten bi gündü. Sıradan monoton normal gün gibi başladı. Yani diğer günlerden hiç bir farkı yoktu aslında yine gülüyorduk, yine eğleniyorduk, yine küfrediyorduk, yine salça oluyorduk birbirimize, yine hayallere dalıyorduk,yine düşünüyorduk ve bi okadar daha yine. Değişen pek birşey yoktu açıkçası. ATM Cum'un bankamatik kartını yutunca "aha cenabet bi gece başlıo galiba kankiii" feryadından sonra kahkayı patlatmam cenabetliği yeni banyodan çıkmışlığa çevirdi. Herşey herzamanki durumuna gelmişti. Böylesi daha iyi ya aslında haddinden fasla eğlenip gülüyoz ama biliyoruz bir gün hayat gülerken tokadın allahını yicezde yiyene kadar devam edelim biz k.ö.k.ö yani. 12de kalkacak otobüs için 10 garajda olma aptallığını yaptığımızı garaja indiğimizde anladık. Ama bilet gişelerin üst katındaki ofiste soyunan adamı izlemek eğlenceli oldu. Biz gülüyoruz diye yanımızdaki adamlar bile bize gülmeye başlamıştı artık soyunana değil. Bi ara bekleme salonu hipodroma dönmedi değil, beygir geçidi vardı maşallah. Ve vakitin geldiği zaman herşeyin duble olduğu zamandı. Efe efe turizmle 00,00da 31 numaralı peronda otobüsün 31 numaralı koltuğunda yollanıyordu. Bide otobüse binerken asker selamı çakmazmı sanki ek yerleştirmeyle askere gidiyo pezevenk. Neyse yolladık işte 00,00dı, olsa ne farkederdiki ya aklı başka yerdeydi yada yüreği değilmi. Biras değişik bi akşamdı ama gene hep uğurlayan, hep arkadan bakan, hep el sallayan bizdik yine bu kaçıncı sayısını unuttum. Yinede iyiydi ya gülmek iyiydi, bankamatiğe kartı yutturmak iyiydi, millete belli etmeden direk onlara küfretmekte güzeldi, giden arabadan dışarı bira şişesini attığımda şişe içindekilerin yüzümü yıkamasıda güzeldi ama uzun zamandan sonra üzülmek kötüydü kısa sürsede o bile güzeldi ya. Eve gelince geceyi Öztürk'le kapadım hayal kurarak uyumak için üstteki postta zaten kendisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tarihten Bir Sayfa

Blog Widget by LinkWithin