3 Şubat 2010 Çarşamba

Kubilay

Boşboş dolaşırken denk geldi. Devran'ın blogunda Kubilay ile ilgili bi yazı yazmış bugün orada gözüme çarptı resim. Yıllardır değişmemiş bişey var çünkü. Tam tarihini bilmesede, 100 yıl olmasa bile 90 yıllıktır o kapı ve giriş. Şuan bile hala o demir kapı, o demir kapıyı çevreleyen tuğlalar sütunlar dimdik ayakta, hiç bir ekleme olmadan hemde. Kapılar ve tuğla sütunlar boyanmış olsada, demir kapılar yerlerinden 5, 6 cm oynamış olsada hiç değişmemiş haldeler, resimden çok iyi anlaşılıyor.
Resmi görünce bilmem garip bi hayal oldu içimde. Akşam olsada yatsam istedim, sabah annem gelip başıma kaldırsın istedim. Her sabahına homurdansamda yarın için önlüğümü giyip okula gitmek istedim. O kapıdan geçip içeri girme hayali aldı içimi, sadece bir resim hayal ettirdi bu hayali. Keşke olsa böle bişey, kalsam o zamanda mavi önlükle, çoğu şeyin anlamını bilmiyor halde, Senegal - Fransa maçını izlemek için okuldan kaçacak şekilde ve belkide en güzeli o lise denen hayatımın en güzel zamanlarını şuan geçirmek istememe isteğimle. En güzeli liseydi elbet ama olmasaydı keşke o son sene, olmasaydı o sınıfın ayrılığı ve keşke olmasaydı bu boşuna büyük aşk. Keşke işte hayat. Neresinden dalarsan dal bir hayale, eninde sonunda bir sokak ona çıkıyorya ne diyeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tarihten Bir Sayfa

Blog Widget by LinkWithin